sometimes in april

1994 yılında afrika’nın ruanda memleketinde zamanında avrupa memleketlerinin marifetiyle diğerine üstün kılınmış öbür kabilenin köprünün altından çok sular aktıktan sonra diğer kabile tarafından soykırıma uğratılmasını belgeselimsi bir havada, 140 dakika boyunca izleyicinin sinirlerini bozan, lanetler okutturan hiç dinmeyen bir üzüntü fışkırtması eşliğinde anlatan bir afrika filmi.. benzer ana noktalara sahip olduğu the last king of scotland‘ın aksine daha durgun bir film. amaçlanan film yapmaktan çok insanlara ruanda’da neler olduğunu anlatmakmış gibi, sanki kapsamlı bir haber programı izliyor gibi oluyorsunuz. heryerde cesetler var, bir sürü. insanların yeterli motivasyona sahip olduklarında hayvanlardan, hatta hayvandalardan daha da çok vahşi olabileceklerini görüyorsunuz, zıvanadan çıkmış insanların toplumsal cinnet halini izliyorsunuz.

çocukların zihinsel gelişimlerini olumsuz etkiler fln demeyip sometimes in april‘ı ilk okullarda izletmeli, tersi duygular geliştirmelerine fırsat vermeden onlara bu hayvanlığı göstermeli, acıma duygusu oluşturmalı diye düşünüyorum. “bakın bu çok kaka bir proses, sakın yapmayın” demeli. ağacı yaşken eğmeli yani. kuruyunca eğilmiyor, kırılıyor.

2 Yorum to “sometimes in april”

  1. Filmde bir de diğer ülkelerin olaya bakışı çok güzel anlatılıyor. Amerika’daki bir basın toplantısında gazeteci soruyordu: “Hutsular ve Tutsiler arasındaki çatışma…” Basın toplantısını yapan düzeltiyordu, “Hutsular, değil, Hutu…” diye, gazeteci bombayı patlatıyordu burada: “Her neyse, hangisi iyi?” diye.

    (Aradan çok geçti, isimleri karıştırmış olabilirim)

    Okullarda izletilmeli çok geniş ifade olmuş. Hangi okullarda? Bunun ilkokulu var, üniversitesi var :p İlkokulda kötü sonuçlar verebilir :) (Gerçi üniversitede de daha kötü sonuçlar verebilir. Gruplar, teknik öğrenmeye kalkar falan :p)

  2. ilkokullarda abi. şu filmi bi çocuğa izletsen “anne ya napıyo bu adamlar” der hayatını sakin sakin geçirir elini soykırıma katliama sokmaz. dediğin gibi üniversitede izletsen kalkıp bi milyoncu tükanlardan çin palası almaya çalışanlar çıkabilir :)

    bir de şey vardı, ki bence süpper bir mesajdı. amerikalı yetkili ruandalı albayı aradı, bakın dedi soy kırıyosunuz, kırıcı oluyosunuz, bunun sonuçları olacaktır. cevap şu: “ruandada petrol yok, altın yok, niye gelesinizki?”

Yorum bırakın