1994 yılında afrika’nın ruanda memleketinde zamanında avrupa memleketlerinin marifetiyle diğerine üstün kılınmış öbür kabilenin köprünün altından çok sular aktıktan sonra diğer kabile tarafından soykırıma uğratılmasını belgeselimsi bir havada, 140 dakika boyunca izleyicinin sinirlerini bozan, lanetler okutturan hiç dinmeyen bir üzüntü fışkırtması eşliğinde anlatan bir afrika filmi.. benzer ana noktalara sahip olduğu the last king of scotland‘ın aksine daha durgun bir film. amaçlanan film yapmaktan çok insanlara ruanda’da neler olduğunu anlatmakmış gibi, sanki kapsamlı bir haber programı izliyor gibi oluyorsunuz. heryerde cesetler var, bir sürü. insanların yeterli motivasyona sahip olduklarında hayvanlardan, hatta hayvandalardan daha da çok vahşi olabileceklerini görüyorsunuz, zıvanadan çıkmış insanların toplumsal cinnet halini izliyorsunuz.
çocukların zihinsel gelişimlerini olumsuz etkiler fln demeyip sometimes in april‘ı ilk okullarda izletmeli, tersi duygular geliştirmelerine fırsat vermeden onlara bu hayvanlığı göstermeli, acıma duygusu oluşturmalı diye düşünüyorum. “bakın bu çok kaka bir proses, sakın yapmayın” demeli. ağacı yaşken eğmeli yani. kuruyunca eğilmiyor, kırılıyor.