Archive for ‘müzik’

Mart 11, 2007

alone

daha yüksek ses, daha da yüksek.. tekrar ve tekrar. bu şarkıyı haykırarak ağlamak isterdim…

audioslave – like a stone

Ocak 12, 2007

doksanlar

çocukluk ve ilk gençlik arası dönemini 90lı yıllarda geçirenler için nostalji olabilecek bir çalışma. hey gidi günler, biz bunlarla büyüdük işte dedirtecek şarkılar. şunu da şarkı diye dinletmişlerya helal olsun diye isyan ettirecek istisnalar. hepsi 90lar pöp projesinde..

Kasım 7, 2006

seksendört

günün belirsiz vakitlerinde yüksek volümle serdar ortaç, levent yüksel ve hakan peker dinleyen alt komşumuza acaip yüksek volümle metallica – i disappear dinleyerek karşılık verdim. kendisi şu anda hakan peker – karam dinliyor bilmemkaçıncı defa. ezberledim şarkıyı. en yakın zamanda cevabımı yine metallicayla vermeyi düşünüyorum.

Ekim 20, 2006

seksenbir

12 yaşındaki kuzenimin yönelttiği netten müzik indirmek nasıl” gibi garip kurulmuş bir soru cümlesini sen yapamazsın, neler istediğini bana söyle buluveriyim diye cevaplarken kuzenimin müzik yelpazesinin bu kadar geniş olabileceğini düşünmemiştim. hani ne tür müzik dinlemeyi seversin diye sorulduğunda ayrım yapmam, her türlüsünü dinlerim diyen insanlar vardır ya, öyle bir tip hayal edin, onun daha genişi işte. ben bir iki en fazla üç dört şarkı isteyeceğini düşünüp iyi niyet misyonumu takındım ve sordum neler istediğini ama onun listesi oldukça karmaşık, çelişkili ve muğlaktı. zaman zaman dile getirdiğim çelişkileri ustalıkla savıp bunları bana bayramda verebilirmisin dedi. olumlu cevabıma karşılığı tamam byebye oldu. bi saniye kuzen, sen amcamın oğlu değil misin, aramızda bir kuzenlik hukuku yok mu, muhabbetimiz bundan mı ibaret diyecek oldum ama başka şarkılar da isterse diye korkup vazgeçtim.

kuzenin 50 cent ile başlayan listesi hiç ara vermeden yetim kız ile devam edince 12 yaşındaki bir çocuğun 50 cent dinlemesinin zararları konulu konuşma yapmayı unuttum ve nası yani dedim, nası? ayrı dedi iki defa, iki farklı satırda ve hızlı hızlı. öyle ki ben hmm demeye fırsat bulamadım. ordan anladım ki konuştuğum kişi aslında amcam. kuzen babasını bilmiyorum nasıl etkisi altına almış ve söylediklerini yazdırıyor. neyse.. yalnız bu 50 cent maddesi kabul edersiniz ki oldukça muğlak. tüm albümünü mü istiyor yoksa diye korktum ama tek bir şarkısının ismini söyleyerek beni rahatlattı.

ardından gelen iki isteği ise oldukça saçmaydı. gs resimleri ve ankaralı namık şeklinde sıralanan bu iki maddenin biri müzik kategorisine girmiyor diye saçmaydı tamam ama ikincisi niye saçmaydı. bunu kuzene anlatamayacağımı düşünüp ben o son dediğini indirmem bilesin dedim. beni hiç kaale almayıp reco baba diye devam etti ama onun ne olduğunu da anlamış değilim. yaşanan bu saçmalıklardan sonra kuzen birkaç şarkı ve şarkıcı ismi daha yazıp konuşmayı onun yönlendirdiğini kafama vura vura sonlandırdı. serdar ortaç ve kenan doğulu arasında minik dualar istemesindeki garipliği hiç sorgulamadan kabul ettim. gs resimlerinden sonra bir de fb marşı istemesini sorgulamam ise fayda etmedi.

şimdi benim listedeki şarkıların mp3lerini bulmam lazım. bir ara da çocuklar 50 cent ve benzerlerinden nasıl uzak tutulur konulu birşeyler yazmalıyım.

Eylül 10, 2006

yetmişiki

seyir halindeki bir otomobilde müzik dinlemenin keyfi çok farklı. bugün buna kanaat getirdim yüksek sadakat ihtimaller denizinde diye höykürürken; o sırada gözümün önünden geçenlerin içinde deniz namına hiç bir şey olmamasına rağmen. müzik dinlerken gözün gözümsediği görüntünün sürekli değişiyor olması insanda film izlediği veya benzeri bir his yaratıyor sanırım. tanımlayabilmiş değilim ama böyle bir şey işte. bundan hareketle şarkılara “kulaklıkla dinleyiniz”, “yüksek sesle arabada dinleyiniz, hızınız da ses kadar yüksek olsun” gibi uyarılar iliştirilmesini istiyorum. gazlı içeceklerdeki “soğuk içiniz” uyarısı gibi hani..