teyit ettiremediğim duyumlarıma göre yılını kestiremediğim zamanlarda tarlaya gitmek üzere hazırlanan köylü insanı evin çocuklarına afyon koklatırlar ya da çiğnetirlermiş ki onlar tarladayken çocuklar şımarmasınlar, uyusunlar büyüsünler. küçük yaşlardan uyuşturucu bağımlılığı kazanan çocuklar birer yetişkin haline geldiklerinde kafaları iyi olduğu için bu geleneği devam ettirmeyi akıl edememişler ve ülke tarımı düşüşe geçmiş. yetkililer buna bir anlam verememiş ve almaya çalıştıkları tedbirlerde başarısız olmuşlar çünkü bu yöntemi sadece köylüler biliyormuş.
zaman içinde tıp gelişmiş, virüslerin genetik yapısına müdahale edilir, mikroplarla oyun hamuruyla oynanır gibi oynanır hale gelmiş. virüs milleti geliştikçe tıp milleti de gelişmiş (belki de bilinçlidir bu karşılıklı gelişim ha? neyle para kazanacak büsbüyük sağlık şirketleri virüsler gelişmese). yamulmuyorsam, grip virüsüne etkinliğini azaltacak müdahaleler yaparak hazırlanan aşılarla hastalık bağışıklık sistemine gripe neden olmayacak şekilde öğretilmiş. hala da öğretiliyor.
içinde bulunduğumuz zaman dilimi itibariyle tarım geçerli bir yaşam şekli olma niteliğini kaybetmiş durumda ve afyon üretimi devlet gözetiminde mi ne yapılıyor tam bilmiyorum. o yüzden yok öyle “çocuğa afyon çiğnetiyim de bi dvd izleyim sessiz sakin” demenin imkanı. ama bu bir ihtiyaç. çocuklar zaman içinde virüsler gibi geliştiler ve televizyon devirecek, “bokus bokus” diye milleti dövecek, gecenin 1 inde bile enerji seviyesi düşmeyen yaratıklar halinde geldiler.
bunu düşünen benim aklıma daha öncesinde, çocukların belli bir yaşa geldiklerinde, misal-i ala 3, yurta verilmeleri ve yine belli bir yaşa geldiklerinde, misal-i ala 9, geri alınmaları gibi bir çözüm gelmiş, bunu çeşitli ortamlarda dile getirmiş ve olumsuz tepkiler almıştım. bir süre önce bilimsel deneylere konu olabilecek kadar çok enerjisi olan bir çocuğun annesi olan akrabamın “geçen hafta hastayken nasıl mahzundu, hiç kalkmıyordu oturduğu yerden” demesi ve “keşke hep öyle olsa” şeklinde karşılık vermemle aklıma zamanında köylülerin uyguladığı yöntemin bir benzeri geldi.
bence çocuklara çok az hasta edecek kadar grip virüsü verilmeli ki sersemleşen bünyeler şımarıklık yapacak konsantrasyonu toplayamasınlar. virüsün vücuda verilmesinim çeşitli şekilleri ve dozajları olabilir diye düşünüyorum. çok şımarık bir çocuğa virüs damardan, amcalarını görünce şımaran bir çocuğa ise gerektiğinde kullanmak üzere 5 mglık tabletlerle ağızdan ya da sütüne karıştırarak felan verilebilir mesela. hem böylece çalışan bayanların kreşe verecekleri parayı kitaba, şuna buna verebilmelerinin de yolu pekala açılır. neden olmasın..